18 yaşındaki Zehra’yı öldürüp havuza attılar! Son yazışma ortaya çıktı… İndirimsiz ağırlaştırılmış müebbet

Konya’dan Milas’a gelen Zehra Bayır, madde bağımlısı olduğu ileri sürülen kardeşinin tedavi masrafları için Selimiye Mahallesi’ndeki eğlence mekanında şarkı söylemeye başladı. İddiaya göre; işletme sahipleri, Zehra Bayır’a toplu para vereceklerini belirtip, hiç ödeme yapmadı. Kardeşinin tedavisi için Konya’ya gideceğini ve 50 bin liralık alacağı olduğunu söyleyen Zehra Bayır ile işletme sahipleri arasında 24 Temmuz 2022 akşamı tartışma çıktı. Başına sert cisimle vurulan ve mekanın havuzuna atılan Zehra Bayır, hayatını kaybetti. Cinayetin ardından işletmenin ortakları İlimder İlter ve Ömer İlter, garson Ünal Karakülah, Hatice K. (20), Taner K. (28) ve Milas Adliyesi’nde görevli katip Ahmet G. (42), gözaltına alındı. Şüphelilerden İlter kardeşler ile Karakülah tutuklandı, diğerleri tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

ZEHRA’YI TANIMADIKLARINI SÖYLEMİŞLER

Şüpheliler hakkında 65 sayfalık iddianame hazırlandı. İddianamede, Zehra’nın sağ kulağında darp izi, sol göz dış kısımda açılma, omuzda kesici olan yaralanma izleri, sol kol dirsek çevresinde çok sayıda darp izi, sol el orta parmakta kesi olduğu belirtildi. Olay yerinde yapılan incelemede, Ünal Karakülah ile İlimder İlter’in kolluk görevlileri ve Cumhuriyet savcısı tarafından bilgilerine başvurulduğu, ortak beyanlarında ölen Zehra Bayır’ın bir süre önce mekana eğlenmeye geldiği için sima olarak tanıdıklarını söyledikleri ifade edildi. İlimder İlter ve Ünal Karakülah’ın, Hatice K.’nin kendilerine gelerek arkadaşı Zehra’yı bulamadığını, kendilerinden aramalarını istediğini, mekanın etrafında ararken suyun içerisinde yatar vaziyette gördüklerini ve birlikte sudan çıkardıklarını anlattıklarına yer verildi. Zehra’ya ait olan cep telefonunun yapılan incelemesinde ise genç kızın en son İlimder İlter, Ünal Karakülah ve Ömer İlter ile yazışmalarının bulunduğu belirtildi. Zehra Bayır’ın, İlimder İlter’e saat 03.34-03.36’da ‘Sen odana onu aldın, ben gördüm, Allah senin belanı versin’ şeklinde mesajlar gönderdiği, İlter’in de ‘Senin gibi kimseyi yukarı çıkarmam, Allah senin belanı versin’ diyerek cevap verdiği iddianameye girdi.

ZEHRA’NIN ODASININ BOŞALTILARAK TEMİZLENMESİ İSTENDİ, SÖYLENENLERİ YAPTIK’

Sanıklardan Hatice K.’nın savcılıkta alınan ifadesi de iddianamede yer aldı. Hatice K., ifadesinde Zehra Bayır’la beraber çalıştıklarını belirterek, “Olayın olduğu günün gecesi sabaha kadar iş yerinde çalışmaya devam ettik. Zehra’yı da çalışırken gördüm. Akşama doğru uyandığımda Zehra’yı gölün içerisinde ölmüş vaziyette gördüm. Durumu orada bulunan çalışanlara bildirdim. Ömer İlter, bana ve oradakilere nasıl ifade vereceğimizi tembihledi. Zehra’nın odasının boşaltılarak temizlenmesi istendi, söylenenleri yaptık” dedi.

CESEDİN ÜZERİNE SERİLEN BATTANİYEDE İLİMDER İLTER’E AİT DNA ÖRNEĞİ ÇIKTI

İddianamede, Zehra’nın kaldığı odanın içerisinde çarşafsız bir yatak ile baza bulunduğu, odanın kullanılmadığı izleniminin yaratıldığı, Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvarı Amirliği’nin raporunda saat, perde ve çamaşırlarda Zehra Bayır’a ait DNA profilinin elde edildiği, cesedin üstüne örtüldüğü belirtilen kırmızı battaniye üzerinde de İlimder İlter’e ait DNA örneği elde edildiği kaydedildi. İlimder İlter’in saat 03.43’te Zehra Bayır’ın odasına gittiği, burada tartışmanın devam ettiği, bu sırada mekanda bulundukları sabit olan Ömer İlter ve Ünal Karakülah’ın da olay yerine geldikleri, tartışma ve arbedeye dahil oldukları belirtildi. Ayrıca Zehra Bayır’ın 3 kişi tarafından şiddetli şekilde darbedilerek öldürüldüğü anlatıldı.

CESEDİ BİR MÜDDET BEKLETİP, SONRA GÖLETE BIRAKMIŞLAR

İddianameye giren Muğla Adli Tıp Kurumu’nun otopsi raporunda; Zehra’nın ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası, sternum ve çok sayıda kot kırıkları ile beyin, beyincik, beyin sapı ve omurilik kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana geldiği ortaya koyuldu. Sanıklar tarafından cesedinin bir müddet dışarıda bekletildikten sonra da göletin içine bırakıldığı anlatıldı.

‘UYGUN OLUR’ ŞEKLİNDE ONAY VERMİŞ

Hatice K.’nin ifadesinde, Ömer İlter’in kurmuş olduğu senaryoyu ve nasıl ifade verecekleri hususunu adliyede çalıştığını bildiği Ahmet G.’ye danıştığı ve ‘uygun olur’ şeklinde onay aldığı belirtildi. Ahmet G.’in bu eyleminin de ‘suç delillerini gizleme veya değiştirme suçuna yardım etme’ suçunu oluşturduğuna yer verildi. İddianamede, tutuklu İlimder İlter, ağabeyi Ömer İlter, ‘kasten öldürme, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçlarından müebbet hapis cezası, ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan Ünal Karakülah’a 10 yıla kadar hapis; tutuksuz sanıklar Ahmet G.’ye 15 yıla kadar hapis, Hatice K. ve Taner K.’ye ise 5 yıla kadar hapis cezası istendi.

7’NCİ DURUŞMADA KARAR ÇIKTI

Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 7’nci duruşmada karar çıktı. Duruşmaya tutuklu sanıklar İlimder İlter, ağabeyi Ömer İlter, Ünal Karakülah ile sanık ve müşteki avukatları katıldı. Duruşma, avukatların savunması ve sanıkların dinlenmesiyle başladı. Mahkeme başkanı, kararı açıklamak için 10 dakika ara verdi. 2,5 saat süren duruşmanın ardından İlimder İlter, ‘kadına karşı kasten öldürme’ suçundan indirim uygulanmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı ve tutukluluk halinin devamına karar verildi. Ömer İlter ve Ünal Karakülah, ‘kadına karşı kasten öldürme’ suçundan delil yetersizliği nedeniyle beraat etti.

2 SANIK TAHLİYE OLDU

Ömer İlter ve Ünal Karakülah ayrıca ‘suç delillerini gizleme’ suçundan 4,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak İlter ile Karakülah, ceza miktarları ve tutuklu kaldıkları süre göz önüne alınarak yurt dışı yasağı uygulanmak suretiyle tahliye edildi. Ahmet G. ise delil yetersizliğinden beraat etti. Hatice K. ‘suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme’ suçundan 1 yıl 8 ay, Taner K. aynı suçtan 10 ay, suça sürüklenen çocuk T. İ. de aynı suçtan 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu cezalarla ilgili hükmün açıklamasının geri bırakılmasına karar verildi.

‘HUKUKA VE HAKKANİYETE AYKIRI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ’

Ünal Karakülah’ın avukatı Ferdi Çelebi, “Yapılan uzun yargılama neticesinde suçun işlendiği yer ve zamanının tespit edilememesine rağmen sadece varsayıma dayalı olarak İlimder İlter hakkında cezalandırılma yoluna gidilmişse de bu kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu düşünüyoruz. Mütalaada dahi maktulün kesin ölüm zamanının tespit edilemediği, suçun işlendiği yerin tespit edilemediği ve suç mahallinin nasıl ve ne şekilde temizlendiği konusunda bir açıklama getirmeksizin verilen cezaların kanun yolunda bozulacağı kanaatindeyiz” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir