Edin Dzeko’nun hikayesi, savaşın gölgesinde doğan bir çocuğun hayallerini gerçekleştirme mücadelesiyle dolu bir serüven. Saraybosna, Bosna-Hersek’te doğdu ve çocukluğunu savaşın korku dolu ortamında geçirdi.Enkazlar arasında top oynarken futboldaki yeteneğiyle parıl parıl parladı ve travmalarla dolu çocukluk yıllarının ardından bir yıldız doğdu.
Edin Dzeko’nun yaşamına birlikte bakalım.
Edin Dzeko, 17 Mart 1986 tarihinde savaşın korku dolu ortasında, Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna’da doğdu. Bu zorlu dönemde, Dzeko’nun çocukluğu, patlayan bombaların gökyüzünü yırttığı, sokakların korku dolu çığlıklarla inlediği bir ortamda geçti.
Savaşın etkisiyle her gün yeni bir mücadeleyle yüzleşen Dzeko, küçük bir çocuk olmasına rağmen büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Bir gün top oynarken ailesi onu eve çağırdı ve 15 dakika sonra aynı mevkiye bir bomba düşüyor. Arkadaşlarının bir kısmını o an kaybediyor…
Dzeko, çocukluk yıllarında sokaklarda top oynamak için her fırsatı değerlendiriyordu. Topla olan yeteneği bütün zorlukların ortasında bile parladı.
Çocukluğu umutsuzluğun ve kederin gölgesinde geçiyordu. Ailesiyle birlikte savaşın yıkıcı etkileriyle mücadele etmek zorunda kalmıştı ve büyükannesinin evinde 15 akrabasıyla savaşın bitmesini bekledi.
İlk olarak Zeljeznicar takımında, daha sonra Teplice’de top koşturdu. Savaşın yıktığı bir ülkeden çıkıp futbol sahasında kendisini bulan Dzeko, geçmişini unutmak istercesine tüm benliğini yeşil sahaya adadı.
Burada geçirdiği süre boyunca potansiyelini gösterme şansı buldu ve büyük kulüplerin radarına girdi. 2007 Temmuz hayatının kırılma anına sahne olacaktı.
Artık Almanya’daydı. Genç futbolcu Wolfsburg’da hızla yükseldi ve 2008-2009 sezonunda ligde gol kralı olarak büyük bir çıkış yaptı. Bundesliga’da şampiyon oldular. Bayern Münih’in önünde… O sezon 26 gol atarak artık zirveye tırmanacağını herkese göstermişti.
Daha sonra Manchester City…
Roma…
Inter… Onun ne kadar iyi bir futbolcu olduğunu, 10 kupa kazandığını, 3 farklı ligde gol kralı olduğunu, Bosna Hersek adına 4 kez yılın futbolcusu olduğunu anlatan bir yazı değil bu.
Savaşın gölgesinde doğan bir çocuğun futbol sahalarında ışığa doğru yükselişini anlatan bir yazı.
37 yaşına Fenerbahçe’ye imza atmak üzere olan bu güçlü karakter gül bahçelerinin arasında doğmadı. Kendi hayatını kendisi inşa etti.
Ve şimdi herkes tarafından saygıyı görmeyi hak ediyor…
